Let Down by Radiohead on Grooveshark

21 Şubat 2010 Pazar


küçük şeylerden mutlu olabilmekten çok daha kolay küçük şeylerden mutsuz olmak. hem de öyle bunalımdayım ben tribine girmek de değil, adam gibi mutsuz olmak. rahat olmak lazım diyorum hep rahatım da zaten ama işte o bir tek, ufacık şey yetiyor bazen adam gibi bir mutsuzluk için.birden o basit, küçük, anlamsız şey kendini yapayalnız, aptal, işe yaramaz bir sosyopat gibi hissetmene neden olabiliyor. sonra bir yumruk tıkanıyor gırtlağın oraya bir yere, yutkunamıyorsun; hatta yutkunacak bir şeyin de olmuyor, ağzın kurumuş çünkü. gözlerin doluyor, görüşün bulanıyor hafiften. bunu geçirecek bir şey yok mu? var elbet ama asla olması gerektiği zamanda olmaz. beklediğin sürece olmaz. beklemekten de vazgeçemezsin asla.

büyük olaylar bu kadar mutsuz etmez zaten insanı. onlara karşı bir çeşit savunma mekanızması var vücudun.kendine söylediğin yalanlar var. başkasına söylettiğin yalanlar var. onların kendiliğinden söylediği yalanlar var. hormonlar var.psikolojik olarak reddetme var. her şey planladığın gibi gider çoğunlukla büyük olaylarda. yalanların hormonların reddedişlerin hepsi hazırdır. ama o küçük şeyleri atlatmayı planlayamazsın.

o ufacık şey bütün o yalanları yüzüne vurur. elinde sadece ağzını kurutan gırtlağını tıkayan ve gözlerini yaşartan, hormonal-sinirsel, bir işe yaramadığı gibi durumu daha da zorlaştıran bedensel zırvalıklar kalır. sonra yavaş yavaş yeni bir yalan bulursun. boşlukları görmezden gelirsin. geçer gider. izi kalır ama.sonra her yeni küçücük şey daha da derinleştirir onu.hatta öyle ki, işte o izler birikir ve kalabalığın içinde yapayalnız otururken, hiçbir şey düşünmeden ve gözlerini odaklamak gayreti bile sarfetmeden boşluğa bakarken asılan suratında ortaya çıkarlar. biri anlamsızca ne oldu der.bu her zaman planın dahilinde olan bir olaydır, hazırlıklısındır ve yok bir şey dersin. gülümsersin. soruyu soran bu yalan cevap ve gülümsemeden tatmin olur. sen de tatmin olursun. sonra bomboş yaşam devam eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder