Let Down by Radiohead on Grooveshark

6 Temmuz 2010 Salı

bir bulutun içinde yaşıyordu be bu gerçekten güzel bir şeydi. göklerde oradan oraya savrulmak ve her şeye tepeden bakmak. ama sonra istemediği bir şey oldu: büyüyordu. büyüdükçe ağırlaşıyor, artık rahatça havada süzülememeye başlıyordu. en sonunda düşmeye başladı. bunu istemiyordu oysa, gökyüzü güzeldi. ama durmadı; çünkü duramazdı. sonra düşündü yağmur damlası: yukarısı neden güzel? bu soruya verecek hiçbir cevabı yoktu. daha da hızlı düşmeye başladı ve sordu: neden düşmek kötü? bilmiyordu. artık yere yaklaşmaya başlamıştı ve artık insanları rahatça görebiliyordu. yağmurun altında kafasını göğe kaldırmış ve ağzını açmış olan küçük bir çocuk gördü. ve insanlar gördü, daha çok, daha çok insanlar. insanları sevmedi. yoksa yere onlar için mi düşüyordu? onlar için düşmek istemiyordu. ama düşüyordu. bütün cevapsız sorularıyla beraber, sessizce düşüyordu. yukarısı neden güzeldi? düşmek neden kötü? neden düşüyordu? yolun sonuna geldi, yerde ufak parçalara bölünürken -ölürken- mutluydu: artık bilmesi gerekmiyordu.


hava rüzgarlıydı, yağmur yağmaya başlamıştı. sadece bir an için ufak bir rüzgar bir bulutu yerinden oynattı ve dolunay açığa çıktı, tüm o parlaklığıyla, aydınlattı bütün göğü, güçlü ve karşıkonulmaz ışığı ile. tüm o parlaklığına rağmen aslında hiç de mutlu gözükmüyordu, daha çok hüzünlü gibiydi sanki. tüm o ihtişamı, parlaklığı ve gücü onu mutlu etmiyordu, küçülmek istiyordu, kaybolmak ve karanlığa karışmak. bu olduğunda da mutlu olmayacaktı oysa çünkü yeniden dolunay olacaktı en sonunda. ve yeniden bekleyecekti karanlığa kavuşmayı. yeniden, ve sonra yeniden. bakmaktan kendimi alamadığım ışığı "iyi ki insansın" diyor bana. belki de öyle ama çok da emin değilim. "iyi ki dolunay değilim" diyorum sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder